Siber Güvenlik Sözlüğü : Bilinmesi Gereken Kelimeler

Dijital okuryazarlık, bireylerin dijital ortamlarda bilgiyi araştırmak, değerlendirmek, oluşturmak, paylaşmak ve etkili bir şekilde iletişim kurmak için gereken becerileri ve yetkinlikleri ifade eder.

24 saatlik günümüzün, hemen hemen her anında dijital cihazlar kullandığımız bir çağda yaşıyoruz. Uyurken bile dijital akıllı saatler, nabzımızı, tansiyonumuzu ve hatta nefes sayımızı ölçüyor. Büyük bir kuruluşta ya da kurumda çalışan, e-ticaretle uğraşan ya da fiziksel mağazası olan, çalışan-çalışmayan, genç-yaşlı kısacası hepimiz dijitale bağımlı hale geldik.

Peki, siber güvenlik konusunda dijital okuryazarlığımız ne durumda?
Bizi bekleyen çevrimiçi ya da çevrim dışı tehlikeler neler?
Kişisel alanımızı saldırılara karşı nasıl koruyabilir, olası veri tehditlerini nasıl engelleyebiliriz?

Bu konudaki bilginizi kontrol etmek isterseniz, yazımızdaki konu başlıklarına bakmanız yeterli olacaktır.

24Solutions Türkiye olarak, sizler için bu yazıyı hazırladık. Yazımızı, bilgiye ihtiyaç duyan herkesin, istediği her an ulaşabilmesi için sürekli geliştirecek ve yeni kavramlar ekleyerek güncel tutacağız.

“Bu yazıda mutlaka olmalı…” dediğiniz kelimeleri bizlerle paylaşarak, “Siber Güvenlik Sözlüğü”müzün gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Adware

Advertising Supported Software veya Reklam Destekli Yazılım, bir bilgisayar veya cihaza kurulan yazılımların, kullanıcılara reklam içeriği göstermek amacıyla tasarlanmış kötü amaçlı yazılım türlerinden biridir. Adware, genellikle kullanıcıların izni olmadan veya haberi olmadan cihazlarına sızar, tarayıcılar veya uygulamalar aracılığıyla reklamları gösterir.

Adware’ın amaçları şunlar olabilir:
• Reklam Geliri Elde Etmek: Adware geliştiricileri, reklamverenlerden gelir elde etmek amacıyla kullanıcıların bilgisayarlarını veya cihazlarını reklamlarla doldururlar. Bu reklamlar, tarayıcıda veya uygulama içinde pop-up pencereler, banner reklamlar veya metin reklamlar şeklinde görünebilir.
• Ücretsiz Yazılımlarla Paketlenme: Adware, genellikle ücretsiz yazılımlarla birlikte paketlenir ve kullanıcılar bu ücretsiz yazılımları indirip yüklerken adware’ı da bilmeden cihazlarına alırlar. Bu nedenle kullanıcılar ücretsiz yazılımları indirirken dikkatli olmalı ve kurulum sürecini yakından izlemelidir.
• Kullanıcı Davranışlarını İzleme: Adware, kullanıcıların çevrimiçi davranışlarını izleyebilir ve bu bilgileri reklamverenlere veya üçüncü taraflara satabilir. Bu, reklamları kişiselleştirmek ve hedeflemek için kullanılabilir, ancak bu durum gizlilik ihlallerine yol açabilmektedir.
• Bilgisayarın ve Tarayıcının Yavaşlatılması: Adware, bilgisayarın veya cihazın performansını düşürebilir ve tarayıcıları yavaşlatabilir. Bu, kullanıcı deneyimini olumsuz etkileyebilir.

Kullanıcılar, Adware’den korunmak ve cihazlarını temiz tutmak için şu önlemleri alabilirler:
1- Güncel Güvenlik Yazılımı Kullanmak: Bilgisayarlarını veya cihazlarını güncel güvenlik yazılımı ile korumak, adware ve diğer kötü amaçlı yazılımlardan korur.
2- Dikkatli Yazılım İndirmek: Ücretsiz yazılımları indirirken yalnızca güvendiğiniz kaynaklardan indirme yapın ve kurulum sürecini dikkatle takip edin.
3- Tarayıcı Eklentilerini İncelemek: Tarayıcı eklentilerini veya uzantılarını inceleyerek, gereksiz veya potansiyel adware içerenleri devre dışı bırakın veya kaldırın.
4- Güçlü Şifreler Kullanmak: Kullanıcı hesaplarınızı ve cihazlarınızı güçlü şifrelerle koruyun.
5- Gizliliğinizi Korumak: Çevrimiçi davranışlarınızı izleyebilecek ve kişisel bilgilerinizi çalabilecek potansiyel adware’lere karşı gizliliğinizi korumak için çevrimiçi güvenlik alışkanlıkları geliştirin.
Adware’den korunmak için dikkatli olmak ve güvenlik önlemleri almak önemlidir, çünkü adware, kullanıcı deneyimini olumsuz etkileyebilir ve siber güvenlik risklerine yol açabilir.

Anti-Virüs

Antivirüsler, bilgisayarlar, telefonlar ve diğer dijital cihazlarda kötü amaçlı yazılımlara karşı koruma sağlayan yazılımlardır. Virüsler, casus yazılımlar, solucanlar, trojanlar vb. diğer zararlı yazılımların tespit edilmesi ve silinmesi işlevlerini gerçekleştirir.

Antivirüs programları genellikle şunları yaparlar:
1- Kötü amaçlı yazılımları tespit ederler. Bilgisayarınızdaki veya diğer cihazlardaki zararlı yazılımları tespit etmek için virüs veritabanlarını kullanırlar.
2- Kötü amaçlı yazılımları izole ederek yayılmasını önlerler.
3- Kötü amaçlı yazılımları temizlerler. Tespit edilen zararlı yazılımları siler veya karantinaya alırlar.
4- Gerçek zamanlı koruma sağlarlar. Birçok antivirüs programı, bilgisayarınızı sürekli olarak izler ve yeni tehditleri anında tespit eder.
Antivirüs yazılımları, bilgisayar güvenliğini artırmak ve kişisel verileri korumak için önemli bir rol oynar. Kötü amaçlı yazılımların neden olduğu veri kaybı ve güvenlik sorunlarından korunmak için düzenli olarak güncellenmeli ve kullanılmalıdır.

Botnet

Kötü amaçlı yazılım bulaştırılarak kontrol edilebilir hale getirilen bir çok bilgisayarlardan veya cihazlardan oluşturulan ağlara botnet denir.
“Botnet” terimi, “robot ağı”nın kısaltmasıdır ve bu tür ağlar genellikle bilgisayar korsanları tarafından kötü niyetli amaçlar için kullanılır. Siber suçlular botları kullanarak yaptıkları saldırıları otomatikleştirebilir, uzaktan kumanda edebilir ve saniyeler içinde milyonlarca bilgisayara virüs yayabilirler.

Botnetlerin bazı yaygın kullanım alanları şunlar olabilir:
• DDoS Saldırıları (Hizmet Reddi Saldırıları): Botnetler, hedeflenen bir web sitesi veya ağa büyük miktarda trafik göndererek hedefin çökmesine neden olabilir. Bu, hizmetin kesintiye uğramasına yol açar.
• Spam Gönderme: Botnetler, büyük miktarda istenmeyen e-posta veya diğer iletileri göndermek için kullanılabilir.
• Kimlik Avı (Phishing): Botnetler, kullanıcıları sahte web sitelerine yönlendirerek kişisel bilgilerini ele geçirmek için kullanılabilir.
• Kripto-para Madenciliği: Botnetler, ele geçirdiği cihazları kullanarak kripto para madenciliği yapabilir ve madencilik gelirini botnetin sahibine aktarabilir.
• Veri Hırsızlığı: Botnetler, ele geçirdiği cihazlardan hassas verileri çalmak için kullanılabilir.

Botnetler, genellikle bilgisayar sahiplerinin haberi olmadan veya izni olmadan bilgisayarlarına veya cihazlarına sızarlar. Bilgisayar sahipleri, kötü amaçlı yazılımlardan korunmak ve botnet oluşumunu önlemek için güncel antivirüs yazılımı ve güvenlik önlemleri kullanmalıdır. Ayrıca, güçlü ve benzersiz şifreler oluşturarak ve yazılım güncellemelerini düzenli olarak yaparak bilgisayarlarını daha güvende tutabilirler.

Bulut

Bulut depolama, verilerin internet üzerinden sunuculara yüklenip saklandığı bir depolama hizmeti türüdür. Fotoğraflar, videolar ve dosyalar gibi önemli olan verileri kişisel bilgisayarlara ya da telefonlara kaydetmek cihaz hafızasının hızla dolmasına sebep olur.
Bulut depolama, verileri çevrimiçi sunuculara yükleyerek internet aracılığıyla erişebilirliğini sağlar. Bu depolama hizmeti, cihaz ve konuma bağlı kalmadan verilere ulaşabilme kolaylığı sağlar.

Bulut depolama hizmetleri genellikle şunları içerir:
Dosya Saklama: Kişisel belgeler, fotoğraflar, videolar, müzikler ve diğer dosyaları saklamak için kullanılabilir. Bu dosyaları bilgisayarınızdan veya mobil cihazınızdan yükleyebilir ve daha sonra ihtiyacınız olduğunda bu verilere erişebilirsiniz.
Yedekleme: Önemli verilerinizi yedeklemek için bulut depolama kullanabilirsiniz. Bu, verilerinizi güvende tutar ve veri kaybı durumunda geri yüklemeyi kolaylaştırır.
Veri Paylaşımı: Bulut depolama hizmetleri, dosyaları başkalarıyla paylaşmanızı kolaylaştırır. Paylaşmak istediğiniz dosyaları paylaşım bağlantıları aracılığıyla başkalarına gönderebilirsiniz.
Senkronizasyon: Verilerinizi birden çok cihaz arasında senkronize etmek için kullanabilirsiniz. Bir dosyayı bir cihazda değiştirirseniz, bu değişiklikler otomatik olarak diğer cihazlarınıza yansıtılır.

Bulut depolama hizmetleri, verilerinizi güvende tutmak ve farklı cihazlar arasında erişilebilir olmasını sağlamak için güvenlik önlemleri alır. Bu hizmetler, genellikle verileri şifreler, çift kimlik doğrulama gibi güvenlik özelliklerine sahiptir ve veri merkezlerini korumak için fiziksel güvenlik önlemleri kullanır.

Birçok farklı şirket ve hizmet sağlayıcısı, bulut depolama hizmetleri sunar. Popüler bulut depolama hizmetleri arasında Dropbox, Google Drive, Microsoft OneDrive, Amazon Drive, iCloud ve daha birçok seçenek bulunur. Kullanacağınız hizmeti seçerken, sunulan depolama alanı, fiyatlandırma, güvenlik ve özellikler gibi faktörleri göz önünde bulundurmanız önemlidir.

Casus Yazılımlar (Spyware)

Casus yazılımlar (Spyware), bilgisayar veya mobil cihazlara izinsiz olarak sızan ve kullanıcının çevrimiçi ve çevrimdışı davranışlarını izleyen kötü amaçlı yazılımlardır. Casus yazılımların ana amacı, kullanıcının kişisel bilgilerini, tarayıcı geçmişini, arama sorgularını, klavye vuruşlarını ve diğer hassas verileri çalmak veya izlemek ve bu bilgileri genellikle kötü niyetli kullanım için toplamaktır.

Casus yazılımlar genellikle şunları yapar:
• İzleme Yeteneği: Casus yazılımlar, kullanıcının çevrimiçi aktivitelerini izler ve bu aktiviteleri kaydeder. Bu izlenen veriler, ziyaret edilen web siteleri, tıklanan bağlantılar, yazılan metinler, e-postalar ve daha fazlasını içerebilir.
• Gizli Yükleme: Casus yazılımlar genellikle kullanıcının haberi olmadan veya rızası olmadan bilgisayar veya cihaza sızar. Bu, kullanıcıların casus yazılımların varlığını fark etmemesini sağlar.
• Reklam Hedefleme: Casus yazılımlar, izledikleri verilere dayanarak reklamverenlere veya pazarlamacılara kullanıcıların ilgi alanlarına göre reklam hedefleme sağlar.
• Kişisel Veri Çalma: Casus yazılımlar, kullanıcının kişisel bilgilerini çalmak için kullanılabilir. Bu bilgiler arasında şifreler, kredi kartı bilgileri, sosyal güvenlik numaraları ve diğer hassas veriler bulunabilir.
• Casus Yazılım Türleri: Casus yazılımların farklı türleri vardır, bunlar arasında anahtar vuruş kaydediciler, tarayıcı eklentileri, reklam yazılımları, izleme çerezleri ve daha fazlası bulunur.
• Gizlilik İhlali: Casus yazılımlar, kullanıcıların gizliliğini ciddi şekilde ihlal edebilir. Kullanıcıların kişisel verilerinin izinsiz toplanması ve kullanılması, hukuki sorunlara yol açabilir.
• Kötü Amaçlı Kullanım: Casus yazılımlar, kişisel bilgilerin kötü niyetli amaçlar için kullanılmasına olanak tanır. Bu, kimlik hırsızlığı, dolandırıcılık ve diğer siber suçların temelini oluşturabilir.

Casus yazılımlardan korunmak ve temizlemek için şu önlemleri alabilirsiniz:
1- Güvenilir Güvenlik Yazılımı Kullanmak: Güncel ve güvenilir bir antivirüs veya anti-malware yazılımı kullanmak, casus yazılımları tespit etmeye yardımcı olur.
2- Güncel Yazılım Kullanmak: İşletim sistemi ve uygulamaları düzenli olarak güncellemek, güvenlik açıklarını kapatır ve casus yazılımların sistemlere sızma şansını azaltır.
3- Dikkatli İnternet Kullanımı: Güvenilir ve resmi kaynaklardan indirme yapmak, şüpheli web sitelerinden uzak durmak ve spam e-postalara dikkat etmek önemlidir.
4- Tarayıcı Eklentilerini İncelemek: Tarayıcı eklentilerini veya uzantılarını dikkatle inceleyerek izinsiz casus yazılımları engellemek önemlidir.
5- Güçlü Şifreler Kullanmak: Güçlü ve benzersiz şifreler kullanmak, hesaplarınızın güvende olmasına yardımcı olur.

Casus yazılımlar, gizliliği ve güvenliği tehlikeye atabilen ciddi bir siber güvenlik tehdidi oluşturur. Bu nedenle, güvenlik önlemleri almak ve güvenilir güvenlik yazılımı kullanmak önemlidir.

Clickjacking (Tıklama Hırsızlığı)

Clickjacking veya tıklama hırsızlığı, bir kullanıcının bilmeden veya istemeden kötü niyetli bir işlemi gerçekleştirmesini sağlamak amacıyla web sayfalarında, uygulamalarda veya telefona gelen SMS’ler üzerinde, buton ya da link tıklatarak yapılan bir siber saldırı türüdür. Saldırganlar, bir sayfayı veya uygulamayı yanıltıcı bir şekilde tasarlarlar ve kullanıcının tıkladığı veya tıklamadığı nesnelerin arkasına gizli işlemler veya bağlantılar yerleştirirler.

Clickjacking saldırıları, kullanıcının ekranında görünen nesnelerin gerçekte hangi işlemleri gerçekleştireceğini gizlemek için saydam düğmeler, görünmez çerçeveler veya başka teknikler kullanır. Kullanıcı, görünür bir nesneye tıkladığında, aslında farkında olmadan başka bir işlemi gerçekleştirebilir veya başka bir sayfaya yönlendirilebilir. Bu tür saldırılar, kullanıcıları kişisel bilgilerini ifşa etmeye, kötü amaçlı yazılım indirmeye veya başka istenmeyen eylemleri gerçekleştirmeye zorlamak amacıyla kullanılabilir.

Clickjacking saldırılarına karşı korunmak için aşağıdaki önlemler alınabilir:
Tarayıcı Güncellemeleri: Tarayıcılar sık sık güncellenir ve güvenlik açıklarını düzeltirler. Bu nedenle, en son tarayıcı sürümünü kullanmak önemlidir.
X-Frame-Options Header: Web sitesi sahipleri, sayfalarının başlıklarına X-Frame-Options başlığını ekleyerek diğer sitelerin kendi sitelerini içeren çerçeveler oluşturmasını engelleyebilirler.
Content Security Policy (CSP): CSP, tarayıcının hangi kaynakların yüklenmesine izin verileceğini belirleyen bir güvenlik politikasıdır. Doğru şekilde yapılandırılmış bir CSP, clickjacking saldırılarını engellemeye yardımcı olabilir.
Bilinçli Tıklamalar: Kullanıcıların her tıklamadan önce hangi işlemi gerçekleştireceklerini kontrol etmeleri önemlidir. Özellikle hassas işlemleri gerçekleştirmeden önce dikkatli olmalıdırlar.

Clickjacking, kullanıcıları yanıltarak ve kötü amaçlı faaliyetlerde bulunmalarını sağlayarak ciddi güvenlik riskleri oluşturabilir. Bu nedenle hem kullanıcılar hem de web sitesi sahipleri, bu tür saldırılara karşı dikkatli olmalı ve güvenlik önlemleri almalıdır.

Content Security Policy (CSP)

Content Security Policy (CSP), web uygulamalarının güvenliğini artırmak amacıyla kullanılan bir güvenlik mekanizmasıdır. CSP, web sayfalarının ve web uygulamalarının, yalnızca belirli kaynaklardan (örneğin, belirli alan adları veya sunucular) kaynak yüklemesine izin vermesini ve istenmeyen içerik yüklemesini engellemesini sağlar. Bu, çapraz site komut dosyası (XSS), içerik enjeksiyonu ve diğer web güvenlik açıklarının sömürülmesini sınırlamaya yardımcı olur.

CSP, bir web sayfasının veya uygulamanın sunucu tarafından gönderilen HTTP yanıtlarında tanımlanan bir politika seti olarak uygulanır. Bu politika seti, web tarayıcılarının sayfa yüklemesi ve içerik yüklemesi sırasında takip etmeleri gereken güvenlik kurallarını belirtir.

CSP, aşağıdaki gibi temel özelliklere sahip olabilir:
İzin Verilen Kaynaklar: CSP politikası, izin verilen kaynakları belirtir. Örneğin; resimler, betikler (script), stil dosyaları vb. Yalnızca bu belirtilen kaynaklar sayfada yüklenebilir. Diğer kaynaklar, tarayıcı tarafından engellenir.
Raporlama: CSP, hatalı veya ihlal edilen politika kurallarını tespit ettiğinde, bu bilgiyi sunucuya veya başka bir konumda belirtilen raporlama URL’sine gönderme yeteneğine sahiptir. Bu, güvenlik politikalarının optimize edilmesine yardımcı olur.
Güvenlik İhlali Önleme: CSP, XSS saldırılarını, içerik enjeksiyonunu ve benzeri güvenlik ihlallerini önlemeye yardımcı olur. İzin verilmeyen kaynakların yüklenmesini engeller.

CSP, web uygulamalarının güvenliğini artırmak ve kötü niyetli kodların çalışmasını önlemek için güçlü bir güvenlik önlemi olarak kabul edilir. Ancak, CSP’nin doğru bir şekilde yapılandırılması ve uygulanması önemlidir; aksi takdirde, uygulamaların işlevselliğini olumsuz etkileyebilir. Web geliştiriciler ve siber güvenlik uzmanları, CSP politikalarını dikkatlice ayarlamalı ve test etmelidirler.

Çevrimiçi Zorbalık (Cyberbullying)

Çevrimiçi zorbalık, bireylerin, genellikle internet veya diğer dijital iletişim araçları aracılığıyla birbirlerine karşı saldırgan davranışlarda bulunmalarını ifade eden bir terimdir. Bu tür zorbalık, genellikle sosyal medya platformları, anlık mesajlaşma uygulamaları, e-posta veya diğer çevrimiçi platformlarda gerçekleşir.
Çevrimiçi zorbalık birçok farklı biçimde ortaya çıkabilir, bunlar arasında şunlar bulunabilir;
Sözlü Taciz: Başkalarına karşı saldırgan veya aşağılayıcı dil kullanma.
Dijital Hakaret: Kişinin itibarını zedeleyen, yalan haberler veya manipüle edilmiş bilgilerle yapılan saldırılar.
Fotoğraf veya Video Paylaşımı: Kişinin izni olmadan utanç verici veya özel fotoğraflarını paylaşma.
Tehditler: Kişiye fiziksel, duygusal veya dijital zarar verme tehditleri.
İzolasyon: Kişiyi çevrimiçi ortamlardan tecrit etme veya dışlama girişimleri.
İntihara Yönlendirme: Kişiyi intihara yönlendirmeye yönelik saldırılar.

Çevrimiçi zorbalık, mağdurun duygusal ve psikolojik sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir. Çocuklar ve gençler, sosyal medya platformları üzerinde özellikle risk altında olabilir. Bu nedenle, çevrimiçi zorbalığa karşı farkındalık yaratmak, güvenli dijital davranışları teşvik etmek ve mağdurlara yardım etmek için önlemler alınmalıdır. Birçok ülke, çevrimiçi zorbalığı önlemek ve cezalandırmak için yasal düzenlemeler yapmıştır.

Dağıtık Hizmet Engelleme Saldırıları (DDoS)

Dağıtık Hizmet Engelleme Saldırıları (DDoS), internet üzerinden hedeflenen bir web sitesi, sunucu veya ağ hizmetini kesintiye uğratmak veya kullanılamaz hale getirmek amacıyla gerçekleştirilen bir tür siber saldırıdır. DDoS saldırılarında, saldırganlar genellikle büyük bir botnet veya bir dizi enfekte edilmiş cihaz kullanır. Bu enfekte cihazlar, genellikle kötü amaçlı yazılım (virüs, solucan, trojan, vb.) tarafından ele geçirilmiş ve saldırıya katılmak için kontrol edilir.

İşte DDoS saldırıları hakkında daha fazla detay:
• Amaç: DDoS saldırılarının temel amacı, hedeflenen hizmetin veya web sitesinin kullanıcılarına ulaşmasını engellemek veya kesintiye uğratmaktır. Bu, hedefin itibarını zedeleme veya iş kayıplarına neden olma amacı taşıyabilir.
• Saldırganlar: DDoS saldırıları düzenleyen saldırganlar, genellikle ideolojik veya maddi kazançlar için DDoS saldırıları düzenlerler.
• Botnet Kullanımı: DDoS saldırılarında kullanılan en yaygın yöntemlerden biri botnet kullanmaktır. Botnet, enfekte edilmiş cihazlardan oluşan bir ağdır. Saldırganlar, bu botnet’i kullanarak büyük miktarda trafik oluştururlar ve hedef hizmetin veya web sitesinin aşırı yükleme altında kalmasını sağlarlar.
• Saldırı Türleri: DDoS saldırıları farklı türlerde olabilir. Bunlar arasında “Flood” saldırıları (UDP, ICMP veya SYN/ACK trafiğiyle ağa aşırı yükleme yapma), “Application Layer” saldırıları (web uygulamasını hedef alarak sunucuyu aşırı yükleme) ve “Amplification” saldırıları (küçük bir trafik kaynağından büyük bir trafik akışı oluşturma) bulunur.
• Saldırının Hedefi: DDoS saldırılarının hedefi, genellikle büyük işletmeler, finans kuruluşları, medya şirketleri, kamu kurumları ve internet tabanlı hizmetlerdir. Ancak kişiler ve küçük işletmeler de hedef olabilir.
• Korunma ve Tepki: DDoS saldırılarına karşı korunma ve tepki önlemleri alınmalıdır. Bu önlemler arasında trafik filtreleme, CDN (İçerik Dağıtım Ağı) kullanımı, yedek sunucular ve DDoS saldırılarına karşı izleme ve tespit araçları bulunur.

DDoS saldırıları, hedef hizmetin veya web sitesinin geçici olarak kullanılamaz hale gelmesine ve işletmeler için büyük maddi kayıplara neden olabilir. Bu nedenle, kurumlar ve bireyler siber güvenlik önlemleri almalı ve DDoS saldırılarına karşı hazırlıklı olmalıdır.

Exploit

“Exploit,” bilgisayar sistemlerinde veya yazılımlarda bulunan güvenlik açıklarını veya kod hatalarını kullanarak sisteme giren ve manipüle ederek sistemi kontrol altına alan kod ve programlardır. Exploitler, hedef sistemi ele geçirmek, hassas bilgilere erişmek veya başka istenmeyen işlemleri gerçekleştirmek için kullanılabilir. Örneğin; kullanıcı paneli üzerinden giriş yapılan bir dijital uygulamaya izinsiz girebilir, uygulamadaki işleyişi bozabilirler büyük bir güvenlik tehdidi oluşturabilirler. Bu nedenle, yazılım geliştiricileri ve sistem yöneticileri, güvenlik açıklarını kapatmak ve güncellemeleri düzenli olarak uygulamak için çaba sarf ederler. Exploitlerin tespit edilmesi ve savunma önlemlerinin alınması, siber güvenlik alanında önemli bir konudur.

Fidye Virüsü

Fidye virüsü (ransomware), siber suçlar arasında önemli bir tehdit oluşturan kötü amaçlı yazılımlardan biridir. Fidye virüsü, bilgisayar sistemlerini veya dosyaları şifreleyerek kullanıcıların veya kurumun kendi verilerine erişimini engeller. Saldırganlar daha sonra şifrelenmiş verilere erişim karşılığında fidye talep ederler. Fidye genellikle kripto para birimleri (çoğunlukla Bitcoin gibi) ile talep edilir, böylece ödeme izi sürmek daha zor hale gelir.

Fidye virüsü ile ilgili bazı önemli bilgiler:
Şifreleme: Fidye virüsleri, hedef sistemdeki dosyaları veya bütün sistemleri şifreler. Kurbanlar şifrelenmiş verilere erişemeyince, verilere geri erişim sağlamak için fidye ödemeye zorlanır.
Fidye Notları: Saldırganlar, fidye ödenmeden önce kullanıcılara genellikle bir fidye notu veya ekran mesajı bırakır. Bu notlarda fidyenin ne kadar olduğu ve ödemenin nasıl yapılacağı gibi bilgiler yer alır.
Tehditler: Fidye virüsü geliştiricileri, fidye ödenmezse şifrelenmiş verilerin kalıcı olarak kaybedilebileceği veya şifrelerin çözülme şansının çok düşük olduğu gibi tehditler kullanırlar.
Yayılma Yolları: Fidye virüsleri genellikle e-posta ekleri, kötü amaçlı yazılım içeren web siteleri, güvenlik açıklarını hedefleyen kötü amaçlı yazılım yükleyicileri veya başka kötü amaçlı yazılım bulaştırma yöntemleri aracılığıyla yayılır.

Fidye virüsleri siber suçun önemli bir dalıdır ve bireylerin yanı sıra büyük işletmeler ve hükümet kurumları da hedef olabilir. Siber suçlardaki İngilizce karşılığı “ransomware” veya “crypto-ransomware”dir.

Fidye virüslerine karşı korunmak ve bu tür bir saldırı durumunda başa çıkmak için güncel antivirüs yazılımları kullanmak, düzenli yedeklemeler yapmak ve güvenlik önlemlerini güçlendirmek önemlidir. Fidye taleplerine karşı ödeme yapmak tavsiye edilmez, çünkü bu saldırganların teşvikini artırabilir ve hiçbir garanti vermez. Bunun yerine, kurbanlar yerel yetkililere ve siber güvenlik uzmanlarına başvurarak saldırının çözülmesine yardımcı olabilecek adımları atmalıdır.

Güvenlik Duvarı (Firewall)

Güvenlik duvarı, bilgisayar ağları veya sistemler üzerindeki bilgi akışını denetlemek ve yönetmek amacıyla kullanılan bir güvenlik önlemidir. Temel olarak, güvenlik duvarı, bilgisayar ağına giren veya ağı terk eden veri trafiğini izler ve denetler, istenmeyen veya tehlikeli trafiği engeller veya filtreler.

İşte güvenlik duvarları hakkında daha fazla bilgi:
İletişim Kontrolü: Güvenlik duvarları, belirli iletişim kurallarını uygulayarak, bilgi akışını denetler. Bu kurallar, hangi veri paketlerinin içeri girebileceği veya dışarı çıkabileceği, hangi bağlantıların izin verildiği veya engellendiği gibi ağ trafiğini düzenler.
Ağ Güvenliği: Güvenlik duvarları, bilgisayar ağlarını dış tehditlerden ve saldırılardan korur. Örneğin, kötü amaçlı yazılımlar, siber saldırılar veya yetkisiz erişim girişimleri karşı ağ güvenliği sağlar.
Paket İncelemesi: Güvenlik duvarları, ağ trafiğini inceleyerek, potansiyel tehditleri tanımlar. Belirli paketlerin içeriği ve kaynağı hakkında bilgi edinir ve bunları izin verilen veya engellenen trafiğe göre filtreler.
Uygulama Katmanı Güvenliği: Bazı güvenlik duvarları, uygulama katmanı düzeyinde (HTTP, FTP, SMTP gibi) trafiği inceleyebilir ve uygulama seviyesinde güvenlik kontrolleri uygulayabilir.
Günlük ve Raporlama: Güvenlik duvarları, ağ trafiği ve olayları kaydetme yeteneğine sahiptir. Bu günlükler ve raporlar, ağın güvenliği hakkında bilgi sağlar ve sorunları tespit etmeye yardımcı olur.
Stateful İzleme: Bazı modern güvenlik duvarları, bağlantıların durumunu izleyebilir (stateful monitoring). Bu, gelen ve çıkan trafiği izlerken, bağlantıların başlatılması ve sonlandırılması gibi durumları takip eder.
Farklı Türler: Güvenlik duvarları, ağ tabanlı ve ana makine tabanlı olmak üzere iki ana kategoriye ayrılabilir. Ağ tabanlı güvenlik duvarları, ağ trafiğini izler ve kontrol ederken, ana makine tabanlı güvenlik duvarları, belirli bir bilgisayarın veya sunucunun güvenliğini sağlar.

Güvenlik duvarları, bilgisayar ağlarını ve sistemlerini çeşitli siber tehditlere karşı korur. Ancak yalnızca güvenlik duvarı kullanmak yeterli değildir; güvenlik duvarları, diğer güvenlik önlemleriyle bir araya gelmelidir, çünkü her bir güvenlik katmanı farklı tehditleri tespit etme yeteneğine sahiptir. Ayrıca güvenlik duvarlarının düzgün yapılandırılması ve güncel tutulması da büyük önem taşır.

Hacker

Hacker, genel anlamıyla bilgisayar sistemlerine veya ağlara yetkisiz erişim sağlamayı veya bilgisayar sistemlerini incelemeyi amaçlayan bir birey veya grup olarak tanımlanır. Şifreleme yöntemlerini kullanarak bilgisayar sistemlerine izinsiz giriş yapan kişilerdir. Eriştiği bilgileri çalabilir veya sistemi manipüle edebilirler. Hacker terimi, farklı motivasyonlar ve etik değerlerle çalışan kişileri kapsayan genel bir terimdir. Hackerlar, iyi niyetli (beyaz şapkalı hackerlar), kötü niyetli (siyah şapkalı hackerlar) veya gri alanlarda (gri şapkalı hackerlar) çalışabilirler.

İşte hackerlar ve potansiyel zararları hakkında daha fazla bilgi:
Beyaz Şapkalı Hackerlar (White Hat Hacker): Beyaz şapkalı hackerlar, genellikle güvenlik açıklarını ve zayıflıkları tespit etmek ve düzeltmek amacıyla çalışırlar. Bilgisayar sistemlerini ve ağları güvence altına almak için çalışırlar ve siber güvenlik konularında uzmandırlar. Beyaz şapkalı hackerlar, güvenlik açıklarını rapor ederek ve düzeltmeleri sağlayarak olumlu katkılarda bulunurlar.
Siyah Şapkalı Hackerlar (Black Hat Hacker): Siyah şapkalı hackerlar, kötü niyetli amaçlarla bilgisayar sistemlerine veya ağlara sızan ve yetkisiz erişim sağlayan kişilerdir. Bu tür hackerlar, bilgisayar korsanlığı, veri hırsızlığı, fidye virüsü saldırıları ve diğer siber suçları gerçekleştirebilirler. Siyah şapkalı hackerlar, genellikle yasa dışı faaliyetlerde bulunurlar ve kullanıcılara zarar verebilirler.
Gri Şapkalı Hackerlar (Gray Hat Hacker): Gri şapkalı hackerlar, beyaz ve siyah şapkalı hackerların arasında bir yerde bulunan kişilerdir. Gri şapkalı hackerlar, izinsiz erişim sağlamadan veya zararlı amaçlar taşımadan bilgisayar sistemlerini inceleyebilirler. Ancak bu incelemeler bazen gri alanın ötesine geçebilir.

Hackerlar kullanıcılara zarar verebilirler çünkü:
Kişisel Veri Hırsızlığı: Kullanıcıların kişisel bilgilerini veya hassas verilerini çalmak, kimlik avı saldırıları veya siber suçlara yol açabilir.
Fidye Saldırıları: Kullanıcıların dosyalarını şifreleyerek fidye talep edebilirler, böylece kullanıcılar dosyalarını geri almak için ödeme yapmak zorunda kalır.
Hizmet Reddi Saldırıları (DDoS): Kullanıcıların erişmeye çalıştığı web sitelerine büyük miktarda trafik göndererek hizmetlerin çökmesine neden olabilirler.
Zararlı Yazılım Yayılması: Kötü amaçlı yazılımları kullanıcıların bilgisayarlarına veya cihazlarına bulaştırarak zarar verebilirler.

Kullanıcılar, güçlü ve benzersiz şifreler kullanarak, güvenlik yazılımları ve güncellemeleri düzenli olarak yaparak, e-posta eklerini dikkatli bir şekilde açarak ve güvenli internet alışkanlıkları edinerek hacker saldırılarına karşı korunabilirler. Ayrıca, siber güvenlik konularında bilinçli olmak ve güvende kalmak için güvenlik eğitimleri almak da önemlidir.

IP Adresi

IP adresi (Internet Protocol address), bir bilgisayar veya ağ cihazının internet veya ağ üzerindeki benzersiz kimliğini belirlemek için kullanılan bir adres türüdür. IP adresleri, cihazların birbirleriyle iletişim kurmasını sağlayan ve verilerin iletimini yönlendiren temel yapı taşlarıdır.
Genel olarak, IP adresleri iki ana tipe ayrılabilir: IPv4 ve IPv6.
IPv4 (Internet Protocol Version 4): IPv4, 32 bitlik bir adres uzunluğuna sahiptir ve genellikle dört rakam grubundan oluşan “X.X.X.X” biçiminde ifade edilir. Her rakam grubu 0 ile 255 arasında değerler alabilir. Örneğin, “192.168.1.1” bir IPv4 adresidir. Ancak IPv4 adresleri tükenmeye başlamıştır çünkü İnternet kullanımının artmasıyla IP adresleri hızla azalmaktadır.
IPv6 (Internet Protocol Version 6): IPv6, IPv4’ün adres tükenmesi sorununu çözmek için geliştirilmiş bir adresleme standardıdır. IPv6 adresleri 128 bit uzunluğundadır ve genellikle sekiz grup altında “X:X:X:X:X:X:X:X” biçiminde ifade edilir. IPv6, çok daha büyük bir adres havuzuna sahiptir ve gelecekteki İnternet büyümesine daha fazla yer açar.

IP adresleri hakkında dikkat etmeniz gereken bazı konular şunlar olabilir:
Özel ve Genel IP Adresleri: IP adresleri, özel (private) ve genel (public) olarak iki ana kategoriye ayrılabilir. Özel IP adresleri, belirli bir yerel ağ içinde kullanılırken, genel IP adresleri İnternet üzerinde benzersiz olarak kullanılır. Özel IP adresleri, evde veya işyerindeki yerel ağlarda kullanılırken, genel IP adresleri İnternet üzerinden erişilebilecek cihazlar için kullanılır.
Dinamik ve Statik IP Adresleri: IP adresleri, dinamik veya statik olabilir. Dinamik IP adresleri, İnternet hizmet sağlayıcısı tarafından otomatik olarak atanır ve belirli bir süre boyunca kullanılır. Statik IP adresleri ise belirli bir cihaza sürekli atanır ve değişmez. Statik IP adresleri, sunucular ve ağa sürekli erişim gerektiren cihazlar için yaygın olarak kullanılır.
IP Adresi Gizliliği: IP adreslerinin, kullanıcının fiziksel konumunu ve İnternet tarama alışkanlıklarını ifşa edebileceğini unutmayın. Gizlilik koruma amacıyla VPN’ler (Virtual Private Networks) ve proxy sunucular kullanılabilir.
IPv4 ve IPv6 Geçişi: İnternet, IPv4 adreslerinin tükenmesi nedeniyle IPv6’ya geçiş yapmaktadır. Çoğu cihaz, hem IPv4 hem de IPv6 adreslerini desteklemektedir. Bilgisayarınızın veya ağınızın her iki adres türünü de desteklemesine dikkat edin.

IP adresleri, İnternet ve ağ iletişimi için temel bir bileşendir ve İnternet üzerindeki veri iletişiminin yönlendirilmesi için kullanılır. Bu nedenle, IP adresleri hakkında temel bilgilere sahip olmak ve ağ güvenliği ve yönetimi konularında dikkatli olmak önemlidir.

Kart Emülasyon Modu (Card Emulation Mode)

Kart Emülasyon Modu (Card Emulation Mode), genellikle kablosuz iletişim teknolojileriyle ilişkilendirilen bir terimdir. Bu mod, genellikle akıllı kart veya benzeri ödeme kartı işlevselliğini bir cihazda (örneğin, bir akıllı telefon) emüle etmek için kullanılır.
NFC (Near Field Communication) teknolojisi, bu modu sıkça kullanır. NFC, kısa mesafe kablosuz iletişim için kullanılan bir teknolojidir ve genellikle akıllı kartlardan, ödeme kartlarından veya diğer benzer cihazlardan veri alışverişi için kullanılır.
Kart Emülasyon Modu, bir cihazın, fiziksel bir kartın yerine geçerek o kartın işlevselliğini taklit etmesini sağlar. Örneğin, bir akıllı telefonun Kart Emülasyon Modu’nu kullanarak bir ödeme kartının yerine geçmesi ve ödeme işlemlerini gerçekleştirebilmesi mümkündür. Bu, kullanıcının cihazını bir kart gibi kullanabilmesine ve NFC uyumlu terminallerde ödemeleri yapabilmesine olanak tanır.
Bu mod, özellikle dijital cüzdan uygulamaları, mobil ödeme sistemleri ve benzeri teknolojilerde kullanılır. Ancak, güvenlik açısından dikkatlice yönetilmesi gereken bir özelliktir, çünkü kötü niyetli kullanım durumlarına karşı korunma önlemleri alınmalıdır.

Keylogger (Klavye Dinleme)

Keylogger, “tuş kaydedici” ya da “klavye dinleme” olarak bilinmektedir. Bir bilgisayar veya mobil cihazda kullanıcının tuş vuruşlarını izleyen ve kaydeden, kötü amaçlı bir yazılım veya donanım cihazıdır. Keyloggerlar, kullanıcının klavyedeki tuşlara bastığında hangi tuşlara bastığını ve ne zaman bastığını kaydeder. Bu bilgiler daha sonra saldırganlar tarafından çeşitli kötü niyetli amaçlar için kullanılabilir. Keyloggerlar, kullanıcıların şifreleri, kişisel mesajları, kredi kartı bilgileri ve diğer hassas verilerini çalmak için kullanılır.

Keyloggerların birkaç farklı türü vardır:
Yazılım Tabanlı Keyloggerlar: Bu tip keyloggerlar bilgisayarın işletim sistemi içinde çalışan yazılımlardır. Kullanıcı tarafından fark edilmeleri zor olabilir ve çoğu zaman kötü amaçlı yazılımların bir parçası olarak sisteme sızarlar.
Donanım Tabanlı Keyloggerlar: Donanım tabanlı keyloggerlar, klavyeye veya bilgisayara fiziksel olarak bağlanan cihazlar olarak çalışırlar. Bu tip keyloggerlar, cihazın üzerinde tuş vuruşlarını kaydeder ve daha sonra bu bilgileri almak için cihazdan çıkarılır.

Keyloggerların önlenmesi ve tespit edilmesi için aşağıdaki önlemler alınabilir:
Güvenlik Yazılımı Kullanmak: Güncel ve güvenilir bir antivirüs veya güvenlik yazılımı kullanmak, keyloggerların tespit edilmesine yardımcı olabilir.
Bilinçli İnternet Kullanımı: Bilinçli bir şekilde internette dolaşmak ve şüpheli web sitelerinden uzak durmak, keyloggerların sisteme sızma şansını azaltabilir.
Yazılım Güncellemelerini Yapmak: İşletim sistemi, tarayıcılar ve diğer yazılımları düzenli olarak güncellemek, bilgisayarın güvenliğini artırır ve güncel güvenlik açıklarını kapatır.
Misafir Kullanıcı Hesapları: Bilgisayarınızı kullanıcı hesaplarıyla korumak ve yalnızca güvendiğiniz kişilere sınırlı erişim sağlamak önemlidir.
Güçlü Şifreler Kullanmak: Güçlü ve benzersiz şifreler kullanarak şifreleri tahmin etmeyi zorlaştırmak önemlidir.
Güvenli Bağlantılar Kullanmak: Güvenli (SSL / TLS) bağlantılar kullanarak hassas bilgileri aktarırken güvenliği artırabilirsiniz.
Tuş Vuruşu Engelleyici Yazılım Kullanmak: Bazı yazılımlar, tuş vuruşlarını gizlemek veya engellemek için kullanılabilir. Bu tür yazılımlar keyloggerları tespit etmek ve engellemek için yardımcı olabilir.

Keyloggerların kullanıcılarına zarar verme potansiyeli büyük olduğundan, bu tür saldırılara karşı dikkatli ve önleyici önlemler almak önemlidir.

Kimlik Doğrulaması

Kimlik doğrulaması, bir kullanıcının veya cihazın kimliğini belirleme sürecidir ve genellikle bir sistem veya hizmete erişim izni verilip verilmeyeceğini belirlemek için kullanılır. Kimlik doğrulama, güvenlik açısından kritik bir rol oynar ve genellikle kullanıcının isminden bağımsız olarak da belirleyebildiği kullanıcı adı ve şifre bilgilerini ile gerçekleştirilir. Ancak, kimlik doğrulaması farklı şekillerde de yapılabilir.
İki Faktörlü Kimlik Doğrulama (2FA): İki faktörlü kimlik doğrulama, kullanıcıların yalnızca şifrelerini değil, aynı zamanda başka bir kimlik doğrulama faktörünü de (örneğin, bir mobil uygulama tarafından üretilen geçici bir kod) girmelerini gerektirir. Bu, hesapların daha güvenli olmasına yardımcı olur.
Biyometrik Kimlik Doğrulama: Biyometrik kimlik doğrulama, kullanıcıların fiziksel özelliklerini (örneğin parmak izi, yüz tanıma veya retina taraması) kullanarak kimliklerini doğrular. Biyometrik veriler, daha yüksek bir güvenlik seviyesi sağlar.
Kimlik Doğrulama Protokolleri: Kimlik doğrulama için farklı protokoller ve standartlar vardır. Örneğin, OAuth ve OpenID Connect, kimlik doğrulama ve yetkilendirme için yaygın olarak kullanılan protokollerdir.
Tek Kullanımlık Şifreler (OTP): Tek kullanımlık şifreler, kimlik doğrulamada yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Bu şifreler genellikle bir süre sonra geçerliliğini yitirir ve yeniden kullanılamaz.
CAPTCHA: CAPTCHA (Completely Automated Public Turing test to tell Computers and Humans Apart), kimlik doğrulama işlemini otomatik botlardan korumak için kullanılır. Kullanıcıların insan olduklarını doğrulamaları için genellikle resim tabanlı zorlu görsel testler içerir.

Kimlik doğrulama, siber güvenliğin önemli bir bileşenidir ve çevrimiçi hesapların ve bilgilerin korunmasında kritik bir rol oynar. Bu nedenle, kullanıcıların kimlik doğrulaması hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaları ve güvenlik önlemlerini iyileştirmeleri önemlidir.

Kötü Amaçlı Yazılım (Malware)

Kötü amaçlı yazılımlar, bilgisayar sistemlerine, ağlara veya cihazlara zarar vermek veya izinsiz erişim sağlamak amacıyla tasarlanmış kötü niyetli yazılımlardır. Kötü amaçlı yazılımlar, siber suçlar ve bilgisayar korsanlığı için kullanılır ve genellikle kullanıcıların veya kurumların verilerine, gizliliğine ve güvenliğine zarar verirler.

İşte bazı yaygın kötü amaçlı yazılım türleri ve bunlar hakkında daha fazla bilgi:
Virüsler (Viruses): Bilgisayar virüsleri, bir başka programın içine yerleşerek kendilerini kopyalayan kötü amaçlı yazılımlardır. Virüsler, veri kaybına, sistem çökmelerine ve zararlı işlemlere neden olabilir.
Solucanlar (Worms): Solucanlar, ağlarda hızla yayılabilen, kendilerini kopyalamak ve çoğaltmak için ağ üzerinde hareket eden kötü amaçlı yazılımlardır. Solucanlar, ağ trafiğini aşırı yükleme ve sistemi bozma potansiyeline sahiptir.
Trojanlar (Trojans): Trojans, zararlı bir işlemi gizlice başlatmak veya gizli bir erişim noktası oluşturmak amacıyla zararsız gibi görünen bir program veya dosya olarak maskelenmiş kötü amaçlı yazılımlardır.
Casus Yazılımlar (Spyware): Casus yazılımlar, bilgisayar kullanıcısının aktivitelerini izleyen ve kişisel bilgileri çalan kötü amaçlı yazılımlardır. Casus yazılımlar genellikle reklam hedefleme ve kişisel verilerin çalınması için kullanılır.
Fidye Yazılımları (Ransomware): Fidye yazılımları, dosyaları veya bilgisayar sistemlerini şifreleyen ve şifrenin açılması karşılığında fidye talep eden kötü amaçlı yazılımlardır. Kullanıcılar dosyalarını kurtarmak için ödeme yapmaya zorlanır.
Rootkitler (Rootkits): Rootkitler, işletim sistemine veya yazılıma gizlice yerleşen ve kötü amaçlı işlemleri gizlemek için tasarlanmış yazılımlardır. Rootkitlerin amacı izinsiz erişim ve kötü amaçlı işlemlerin gizlenmesidir.
Adware: Adware, reklam içeriği göstermek amacıyla bilgisayara veya cihaza kurulan yazılımlardır. Ancak kullanıcının izni olmadan aşırı reklam gösterme veya kişisel bilgileri izinsiz toplama eğilimindedirler.

Kötü amaçlı yazılımların kullanımı, siber suçluların bilgi çalma, fidye talep etme, kimlik hırsızlığı yapma ve sistemleri bozma gibi çeşitli kötü amaçlı amaçları gerçekleştirmelerini sağlar. Kötü amaçlı yazılımlardan korunmak için güncel güvenlik yazılımı kullanmak, yazılım güncellemelerini düzenli olarak yapmak, dikkatli bir internet kullanımı ve güçlü şifreler kullanmak önemlidir.

NFC (Near Field Communication)

NFC, kısa menzilli kablosuz iletişim teknolojisi olarak bilinen bir teknolojidir. Temel olarak, iki cihazın birbirine dokundurularak veya çok yakın bir mesafede yanyana tutularak veri transferini sağlayan bir iletişim protokolüdür. “Yakın alan iletişimi” anlamına gelen bu kısaltma, NFC teknolojisinin temel çalışma prensibini ifade eder.

NFC hakkında detaylı bilgiyi, “NFC (Near Field Communication): Kablosuz Bağlantının Gücü” başlıklı blog yazımızda bulabilirsiniz.

Phishing (Oltalama)
Phishing, kötü niyetle hazırlanmış e-posta, web sitesi veya kısa mesaj gibi yollarla kullanıcıları kandırarak, kişisel bilgilerini (kullanıcı adları, şifreler, kredi kartı bilgileri vb.) çalmak için tasarlanmış bir siber saldırı taktiğidir.

Phishing terimi, İngilizce “fishing” (balık avlama) kelimesinden türetilmiştir. Adını, saldırganların genellikle bir yem kullanarak avladıkları balık avlama tekniğinden almaktadır. Benzer şekilde, saldırganlar da kullanıcıları sahte profiller, sahte web siteleri, yanıltıcı teklifler veya acil durumlar gibi taktiklerle kandırarak kişisel bilgilerini ele geçirirler.

Phishing ile ilgili detaylı bilgiyi, “Phishing Nedir ve Nasıl Önlenir?” başlıklı blog yazımızda bulabilirsiniz.

Rootkitler (Rootkits)

Rootkitler, kötü amaçlı yazılımların alt türlerinden biridir ve özellikle gizlenme ve izinsiz erişim sağlama amaçları için tasarlanmıştır. Rootkitler, bilgisayar sistemine veya cihaza gizlice yerleşirler ve kullanıcıların veya güvenlik yazılımlarının onları algılamasını zorlaştırmak için işletim sistemi veya yazılım arasına yerleşirler.

Rootkitler hakkında daha fazla bilgi:
Gizleme Yeteneği: Rootkitler, kendilerini gizlemek ve izlemek istedikleri faaliyetleri gizlemek için tasarlanmıştır. Bu, genellikle işletim sistemi veya güvenlik yazılımı tarafından algılanmalarını zorlaştırır.
İzinsiz Erişim: Rootkitler, izinsiz erişim sağlamak ve cihazın veya ağın kontrolünü ele geçirmek amacıyla kullanılır. Bilgisayar korsanları, rootkitleri kullanarak hedef sistemlerde zararlı işlemler gerçekleştirebilirler.
Sürücü ve Kernel Düzeyi Rootkitler: Rootkitler, bilgisayarın işletim sistemi ve çekirdek (kernel) seviyelerinde çalışabilen sürücü düzeyi veya kernel düzeyi olarak adlandırılan iki ana kategoride bulunur. Kernel düzeyi rootkitler, daha yüksek izinlere sahip olduğundan, daha güçlüdürler ve daha zor algılanırlar.
Bootkitler: Bootkitler, bilgisayarın başlatma sürecindeki anahtar bileşenleri değiştirerek başlangıçta çalıştırılırlar. Bu, rootkitin çok erken aşamalarda çalışmasını sağlar ve algılanmalarını zorlaştırır.
Zor Algılama: Rootkitler, kendilerini ve izinsiz işlemlerini gizleme yeteneği nedeniyle tespit edilmeleri zor olabilir. Gelişmiş güvenlik yazılımları ve analiz araçları, rootkitleri tespit etmek ve temizlemek için çalışırlar, ancak bu her zaman garanti edilmez.
Saldırı Amaçları: Rootkitler, siber suçlar, izinsiz erişim, kişisel veri çalma, bilgisayar korsanlığı ve casusluk gibi kötü amaçlı amaçlar için kullanılabilirler.

Rootkitlerden korunmak ve algılamak için aşağıdaki önlemleri almak önemlidir:
1- Güvenilir Güvenlik Yazılımı Kullanmak: Güncel ve güvenilir bir antivirüs veya güvenlik yazılımı kullanmak, rootkitlerin algılanmasına yardımcı olabilir.
2- Sistem Güncellemelerini Takip Etmek: İşletim sistemi ve yazılımları düzenli olarak güncellemek, potansiyel güvenlik açıklarını kapatır ve rootkitlerin sisteme sızma şansını azaltır.
3- Dosya İmzalarını İncelemek: Sistemde değiştirilmiş veya eklenti dosyalarını ve işlemleri incelemek ve bu değişikliklere dikkat etmek önemlidir.
4- Ağ Trafik İzlemesi: Ağ trafiğini izleyen güvenlik araçları kullanarak izinsiz erişim ve kötü amaçlı faaliyetleri tespit etmek önemlidir.
5- İyi Şifre Güvenliği: Güçlü şifreler kullanmak ve sık sık değiştirmek, izinsiz erişimi zorlaştırır.

Rootkitler, siber güvenlik tehditleri arasında ciddi bir yer tutar ve kötü amaçlı yazılımların en gelişmiş ve tehlikeli türlerinden biridir. Bu nedenle, güvenlik önlemleri almak ve güvenilir güvenlik yazılımı kullanmak, rootkitlerin neden olduğu sorunları en aza indirmek için önemlidir.

Siber Espionaj

Siber espionaj, siber ortamda yapılan casusluk faaliyetleri olarak tanımlanır. Bu tür faaliyetler, bilgisayar korsanları, siber casuslar, hükümetler veya istihbarat ajansları tarafından gerçekleştirilir ve hedef organizasyonun veya bireyin hassas bilgilerini çalmak veya izlemek amacı taşır. Siber espionajın temel amacı, hedeflenen bilgilere ulaşarak istihbarat toplamak veya siyasi, askeri, ekonomik veya endüstriyel avantajlar elde etmektir.

Siber espionajın anahtar özellikleri şunlardır:
Bilgi Toplama: Siber espionaj, hassas bilgileri hedef organizasyonlardan veya bireylerden izinsiz olarak toplamayı hedefler. Bu bilgiler arasında askeri sırlar, endüstriyel tasarımlar, iş stratejileri, politika belgeleri ve kişisel bilgiler bulunabilir.
Gizli Operasyonlar: Siber espionaj faaliyetleri, gizli ve izinsiz gerçekleştirilir. Saldırganlar genellikle izlerini gizlemek ve tespit edilmemek için gelişmiş teknikler kullanır.
Hükümetler ve İstihbarat Ajansları: Devletler ve istihbarat ajansları, siber espionaj faaliyetlerini yürüten büyük ve karmaşık organizasyonlar arasında yer alır. Bu organizasyonlar genellikle casusluk amacıyla siber saldırılar düzenlerler.
İşletmeler ve Endüstriler: Siber espionajın hedefleri arasında işletmeler ve endüstriler de yer alır. Rakip işletmelerin gizli bilgilerini veya endüstri içindeki rekabet avantajlarını elde etmek amacıyla yapılan saldırılar, endüstri casusluğu örneklerine örnektir.
Siber Casus Yazılımlar: Siber espionaj saldırılarında sıklıkla kötü amaçlı yazılımlar, casus yazılımlar ve rootkitler kullanılır. Bu yazılımlar, hedef organizasyonlara sızarak bilgi toplamak için kullanılır.

Siber espionajın potansiyel sonuçları ciddi olabilir. Hedef organizasyonlar, gizli bilgilerin ifşası veya çalınması nedeniyle itibar kaybı yaşayabilirler. Ayrıca, bu tür saldırılar siyasi, ekonomik veya askeri stratejilere ciddi zararlar verebilir.

Siber espionaja karşı korunmak ve tespit etmek için siber güvenlik önlemleri almak önemlidir. İşletmeler ve kurumlar, ağ güvenliği, güçlü kimlik doğrulama ve sızma testleri gibi önlemler alarak siber espionajı engellemeye çalışırlar. Ayrıca, hassas bilgilerin korunması ve çalışanların siber güvenlik eğitimi de önemlidir.

Siber saldırı

Siber saldırı, bilgisayar sistemlerine, ağlara, cihazlara veya dijital ortamlara zarar vermek, izinsiz erişim sağlamak veya hizmet kesintilerine neden olmak amacıyla gerçekleştirilen kötü amaçlı faaliyetlerin genel adıdır. Siber saldırılar, bilgisayar korsanları, siber suçlular veya siber savaşçılar tarafından gerçekleştirilebilir ve çeşitli nedenlerle yapılabilirler. Siber saldırılar, bilişim sistemlerine ve dijital varlıklara yönelik tehditlerin bir sonucu olarak ortaya çıkar ve genellikle aşağıdaki amaçlarla gerçekleştirilir:
Veri Çalma: Siber saldırılar, hassas verilerin çalınması amacıyla gerçekleştirilebilir. Bu veriler arasında kişisel bilgiler, finansal bilgiler, sağlık kayıtları, iş sırları ve daha fazlası bulunabilir.
Kimlik Hırsızlığı: Siber saldırganlar, kişisel bilgileri çalarak kimlik hırsızlığı yapabilirler. Çalınan bilgilerle sahte hesaplar açabilirler.
Fidye Talepleri: Bazı siber saldırılar, fidye yazılımları kullanılarak gerçekleştirilir. Saldırganlar, hedef organizasyonlardan verilerin veya sistemlerin kilidini açmak için fidye talep ederler.
Sistem Bozma: Bilgisayar korsanları, sistemleri veya ağları bozmak, verilere zarar vermek veya hizmetleri kesmek amacıyla siber saldırılar düzenleyebilirler.
Siber Casusluk: Ülkeler arası casusluk amacıyla siber saldırılar gerçekleştirilebilir. Hükümetler veya istihbarat örgütleri, diğer ülkelerin veya organizasyonların gizli bilgilerini çalmak için siber saldırıları kullanabilirler.
Dağıtık Hizmet Engelleme Saldırıları (DDoS): DDoS saldırıları, bir hizmeti veya web sitesini çevrimdışı bırakmak amacıyla ağ trafiğini hedefine yönlendiren saldırılardır.
Siber Espiyonaj: İşletmeler veya hükümetler, rakip organizasyonları izlemek ve bilgi toplamak amacıyla siber saldırıları kullanabilirler.

Siber saldırılar, siber güvenlik uzmanları tarafından engellenmeye çalışılır ve tespit edildiğinde müdahale edilir. İşletmeler, kurumlar ve bireyler siber güvenlik önlemleri alarak, siber saldırılara karşı koruma sağlamaya çalışırlar. Bu önlemler arasında güvenlik yazılımı kullanımı, ağ güvenliği önlemleri, güçlü şifreler kullanmak ve personelin siber güvenlik eğitimi yer alır.

Sosyal Mühendislik

Sosyal mühendislik, bir kişinin veya organizasyonun, insanları manipüle ederek bilgi elde etme veya istenen davranışları gerçekleştirme yöntemlerini içeren bir siber saldırı türüdür. Sosyal mühendislik, bilgisayar korsanları ve siber suçlular tarafından kullanılan bir taktiktir ve genellikle insanların duygusal tepkilerini veya güvenlik açıklarını hedefler. kendini polis, savcı veya hâkim olarak tanıtan dolandırıcıların, çeşitli yollarla insanların güvenini kazanarak kişisel bilgilerine erişmeyi hedeflediği saldırılardır. Telefon görüşmeleri ile yapılabildiği gibi e-posta, sosyal medya gibi iletişim kanalları üzerinden de yapılabilir.

Sosyal mühendislik, aşağıdaki alanlarda kullanılır:
Fidye Saldırıları: Fidye yazılımları (ransomware) siber saldırıları, sıklıkla sosyal mühendislik taktikleriyle başlar. Kullanıcılar, sahte e-postalar veya web siteleri aracılığıyla kötü amaçlı yazılımları bilinçsizce indirirler.
Kimlik Hırsızlığı: Sosyal mühendislik, kullanıcıların kişisel bilgilerini veya kimlik bilgilerini çalmak amacıyla kullanılır. Örneğin, dolandırıcılar, sahte telefon görüşmeleri yaparak veya sahte web siteleri oluşturarak kişisel bilgileri ele geçirebilirler.
Phishing Saldırıları: Phishing saldırıları, sosyal mühendislik taktiklerini kullanarak, sahte e-postalar, mesajlar veya web siteleri aracılığıyla kullanıcıları gizli bilgileri (şifreler, kredi kartı bilgileri vb.) ifşa etmeye yönlendirir.
Sosyal Mühendislik Eğitimi: Sosyal mühendislik, bilinçli olarak güvenlik testleri yapmak isteyen organizasyonlar veya siber güvenlik uzmanları tarafından kullanılabilir. Bu tür eğitimler, çalışanların sosyal mühendislik taktiklerini tanımalarını ve güvendiklerine güvenmeden dikkatli olmalarını sağlamalarını hedefler.
Sosyal Mühendislik Saldırıları: Sosyal mühendislik, doğrudan kişileri manipüle ederek fiziksel veya dijital güvenlik sistemlerini aşmaya çalışan saldırılar da içerebilir. Bu tür saldırılar, gizli bilgilere fiziksel erişim veya güvenlik sistemlerinin atlatılması amacı taşır.

Sosyal mühendislik, siber güvenlik açısından büyük bir tehdit oluşturur çünkü teknik güvenlik önlemleri, insanların bu tür saldırılara karşı savunmasız olduğu durumları hedef alır. Bu nedenle, siber güvenlik bilincinin artırılması, eğitim ve güvenlik politikaları, sosyal mühendislik saldırılarına karşı etkili bir savunma sağlamak için kritik önem taşır.

Spam

“İstenmeyen mail” olarak da bilinen spam e-posta’lar kullanıcıların rızası dışında kendilerine gönderilen toplu e-postalardır. Ticari organizasyonlar tarafından reklam amaçlı gönderilebildikleri gibi siber saldırganlar tarafından da gönderilebilirler. Zararlı bağlantı ve ekler içerebilirler.

Spam e-posta, genellikle alıcıların izni olmadan gönderilen, büyük miktarda reklam, promosyon veya dolandırıcılık amacı taşıyan elektronik postaları ifade eder. Spam e-postalar, alıcılarının ilgisini çekmeyen veya gereksiz bilgiler içeren mesajlar içerir ve bu sebeple “istenmeyen e-posta” olarak adlandırılırlar. Sıklıkla ticari organizasyonlar tarafından ürün veya hizmet tanıtımı amacıyla gönderilseler de, siber saldırganlar tarafından gönderilen, zararlı bağlantı ve ekler içeren e-postalar da “spam” kategorisine girer.

Mail sunucuları, spam e-postaları tespit etmek ve alıcıların gelen kutularına ulaşmasını engellemek için çeşitli yöntemler kullanır.

İşte bu tespit ve engelleme işlemi için kullanılan bazı kriterler:
Spam Filtreleri: Mail sunucuları, spam e-postaları tespit etmek ve filtrelemek için spam filtreleri veya anti-spam yazılım kullanır. Bu filtreler, e-postaların başlık, içerik ve gönderen bilgilerini inceleyerek potansiyel spam işaretlerini arar.
Karanlık Listeler: Mail sunucuları, kötü niyetli veya spam gönderenlerin IP adreslerini, alan adlarını veya e-posta adreslerini içeren kara listeleri kullanır. Eğer bir gönderen bu kara listelerde yer alıyorsa, e-postaları daha fazla inceleme olmadan spam olarak işaretlenebilir.
SPF (Sender Policy Framework): SPF, e-postaların gönderen kimliğini doğrulamak için kullanılan bir protokoldür. SPF, e-posta gönderenin belirli bir alan adı altında yetkilendirilip yetkilendirilmediğini kontrol eder. Bu, sahte e-postaları engellemeye yardımcı olur.
DKIM (DomainKeys Identified Mail): DKIM, e-postaların bütünlüğünü doğrulamak ve kimlik avı (phishing) saldırılarına karşı koruma sağlamak için kullanılır. DKIM imzaları, e-postaların orijinalliğini doğrular.
Bayes Sınıflandırması: Bayes sınıflandırması, e-postaların spam olup olmadığını belirlemek için kullanılan bir istatistiksel yöntemdir. Bu yöntem, e-postaların içeriği, kelime sıklığı ve diğer özelliklere dayalı olarak spam olasılığını hesaplar.
E-posta Başlıkları ve İçerikleri: Mail sunucuları, e-postaların başlıklarını ve içeriklerini inceleyerek spam gönderenlerin sık kullandığı anahtar kelimeleri veya desenleri arar. Bu tür anahtar kelimeleri içeren e-postalar spam olarak işaretlenebilir.

Mail sunucuları, bu ve benzeri kriterlere dayalı olarak gelen e-postaları spam olarak işaretler ve alıcıların spam klasörlerine yönlendirir. Ancak bu filtreler bazen yanlış pozitif veya yanlış negatif sonuçlar verebilir, bu nedenle kullanıcılar gerektiğinde spam veya yanlışlıkla spam olarak işaretlenmiş e-postaları kontrol etmelidirler.

Trojanlar (Trojans)
Trojan atı, kendisini zararsız veya faydalı bir yazılım gibi maskeleyerek hedef cihaza sızan zararlı bir yazılım türüdür. Bu, kullanıcıları aldatmak ve bilgisayar sistemlerine girmek için sosyal mühendislik taktikleri kullanır. Trojanlar, genellikle dosya paylaşım siteleri, e-posta ekleri veya kötü amaçlı web siteleri aracılığıyla kullanıcılara bulaştırılır.

Trojan hakkında detaylı bilgiyi, “Trojan Atı: Dijital Dünyanın Gizli Tehlikesi” başlıklı blog yazımızda bulabilirsiniz.

X-Frame-Options Header

X-Frame-Options başlığı (header), bir web sitesinin başlık bilgisi içinde bulunan bir HTTP yanıt başlığıdır. Bu başlık, tarayıcılara web sayfalarının başka sitelerde gömülmesini engellemek veya sınırlamak için kullanılır. X-Frame-Options başlığı, çerçeve (frame) oluşturarak bir sayfanın başka bir sayfanın içinde gösterilmesine karşı koruma sağlar ve bu sayede tıklama hırsızlığı (clickjacking) gibi saldırıları önlemeye yardımcı olur.

X-Frame-Options başlığı genellikle aşağıdaki üç seçenekle kullanılır:
DENY: X-Frame-Options: DENY olarak ayarlandığında, web sayfası başka hiçbir sayfanın içinde çerçevelenemez. Yani, hiçbir dış kaynak veya web sitesi bu sayfayı çerçeve içinde gösteremez.
SAMEORIGIN: X-Frame-Options: SAMEORIGIN olarak ayarlandığında, web sayfası sadece aynı kaynaktan gelen çerçevelerde gösterilebilir. Yani, web sayfası yalnızca kendi köken (origin) alanındaki diğer sayfalarda çerçeve içinde görüntülenebilir.
ALLOW-FROM: X-Frame-Options: ALLOW-FROM URI olarak ayarlandığında, web sayfası belirtilen URI (web sayfasının kaynağı) dışında başka sayfalarda çerçeve içinde görüntülenebilir.

X-Frame-Options başlığı, web uygulamalarının güvenliğini artırmak için kullanılır. Özellikle tıklama hırsızlığı (clickjacking) saldırılarına karşı koruma sağlar. Bu başlık, web geliştiricileri ve siber güvenlik uzmanları tarafından kullanılabilir, böylece sayfalarının izinsiz çerçevelenmesini önlerler. Tarayıcılar, bu başlığı okuyarak ve uygulayarak, web sayfalarının çerçevelenme davranışını düzenlerler.

Veri İhlâli

Veri ihlali (data breach), hassas veya kişisel verilerin izinsiz ve yetkisiz kişilerin eline geçmesi veya ifşa edilmesi durumunu ifade eder. Bu ihlal, verilerin çalınması, kaybolması, sızdırılması veya yetkisiz erişim nedeniyle gerçekleşebilir. Veri ihlalleri, kişisel bilgilerin veya ticari verilerin gizliliğine zarar verebilir ve kişisel bilgilerin kötü amaçlı kullanılmasına yol açabilir.

Veri ihlali, genellikle aşağıdaki şekillerde meydana gelir:
Kötü Niyetli Saldırılar: Veri ihlalleri, bilgisayar korsanları, siber suçlular veya siber casuslar tarafından gerçekleştirilen kötü amaçlı saldırılar sonucu meydana gelebilir. Bu tür saldırılar, kötü amaçlı yazılım kullanımı, siber casusluk, fidye yazılımı saldırıları ve daha fazlasını içerebilir.
Veri Kaybı: Veri ihlali, bilgilerin kaybolması nedeniyle de olabilir. Bu kayıp, yanlışlıkla verilerin silinmesi, bozulması veya fiziksel depolama ortamlarının zarar görmesi sonucu meydana gelebilir.
İnsan Hataları: İnsan hataları da veri ihlallerine yol açabilir. Yanlışlıkla veri gönderme, hassas bilgileri yanlış bir şekilde paylaşma veya e-posta eklerini güvensiz bir şekilde açma gibi hatalar veri ihlallerine neden olabilir.
Fiziksel Hırsızlık: Fiziksel ortamda saklanan verilere yönelik hırsızlık veya izinsiz erişim de veri ihlallerine yol açabilir. Örneğin, kayıtlı kağıt belgelerin çalınması veya bir bilgisayarın çalınması sonucu veri ihlali gerçekleşebilir.
Üçüncü Taraf Hizmet Sağlayıcıları: Üçüncü taraf hizmet sağlayıcılarının zayıf güvenlik önlemleri veya ihlal edilmesi, müşteri veya işletme verilerinin tehlikede olmasına neden olabilir.

Veri ihlali, genellikle aşağıdaki alanlarda oluşabilir:
Kişisel Bilgi İhlali: Bireylerin kişisel bilgilerinin (örneğin, adlar, adresler, doğum tarihleri, sosyal güvenlik numaraları, kredi kartı bilgileri) çalınması veya ifşasıyla ilgilidir. Bu bilgiler genellikle kimlik hırsızlığı veya dolandırıcılık amacıyla kullanılır.
Ticari Bilgi İhlali: İşletmelerin ticari bilgileri veya sırları, rekabet avantajları sağlamak amacıyla ihlal edilebilir. Bu bilgilere örnek olarak ürün tasarımları, müşteri listeleri, pazarlama stratejileri veya patentler verilebilir.
Sağlık Bilgi İhlali: Sağlık kuruluşlarının hastaların tıbbi kayıtları veya kişisel sağlık bilgileri, sızdırılabilir veya çalınabilir. Bu tür ihlaller, hastaların gizliliğini tehlikeye atar ve tıbbi kimlik hırsızlığına yol açabilir.
Devlet Bilgi İhlali: Devletler veya hükümet kurumları, diğer ülkelerin gizli bilgilerini veya stratejik bilgilerini ele geçirmek amacıyla veri ihlalleri düzenleyebilirler. Bu, casusluk ve siber savaşın bir parçası olabilir.
Halkla İlişkiler ve İtibar İhlali: İşletmeler veya bireyler, itibarlarını zedelemek amacıyla sosyal medya hesaplarına veya web sitelerine izinsiz erişim sağlama girişimlerine maruz kalabilirler.
Siber Saldırılar: Veri ihlalleri, kötü amaçlı yazılımların veya siber saldırıların bir sonucu olarak gerçekleşebilir. Bu tür saldırılar, bilgisayar korsanları veya siber suçlular tarafından gerçekleştirilir.

Veri ihlali, sızan veya kaybolan verilerin hassas bilgiler içerdiği durumda ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu sonuçlar arasında kimlik hırsızlığı, finansal kayıplar, itibar kaybı ve yasal sorumluluklar bulunabilir. İşletmeler ve organizasyonlar, siber güvenlik önlemleri alarak veri ihlallerini engellemeye ve mümkünse tespit etmeye çalışırlar. Ayrıca, veri ihlali meydana geldiğinde, ihlalin etkilerini hafifletmek ve etkilenen kişilere bilgi vermek de önemlidir.

Veri İzleme (Sniffing)

Veri izleme, genellikle bilgisayar ağları üzerinden iletilen verileri izleme veya yakalama işlemidir. Bu, ağdaki veri iletişimini izlemek veya analiz etmek amacıyla kullanılan bir tekniktir. Veri izleme genellikle ağ güvenliği, performans analizi, hata ayıklama ve ağ trafiğini anlama gibi çeşitli amaçlar için kullanılır.
Veri izleme genellikle ağ trafiğini analiz eden araçlar veya yazılımlar kullanılarak gerçekleştirilir. Bu araçlar, ağ üzerinden geçen veriyi yakalar, filtreler ve çeşitli istatistikleri oluşturarak analiz eder. Ancak, bu tür tekniklerin kötü niyetli kullanımı, özellikle bilgisayar ağlarındaki güvenlik zafiyetlerini kullanarak veri izleme (sniffing) saldırılarına yol açabilir.
Kötü niyetli bir kişi veya kişiler, ağ üzerindeki veriyi ele geçirmek, kullanıcı adları, parolalar, kredi kartı bilgileri gibi hassas bilgileri çalmak veya iletişim içindeki verileri anlamak için veri izleme tekniklerini kullanabilir. Bu nedenle, güvenlik önlemleri almak ve şifreleme gibi teknikleri kullanmak, veri izleme saldırılarına karşı koruma sağlayabilir.

Veri Madenciliği (Data Mining)

Veri madenciliği (data mining), büyük miktarda veriyi analiz ederek bilgi çıkarmayı amaçlayan bir süreçtir. Bu süreç, desenleri, ilişkileri ve eğilimleri belirlemek için istatistiksel ve matematiksel yöntemleri kullanır. Veri madenciliği, geniş veri setlerinde gizli bilgileri keşfetme, tahminlerde bulunma ve kararları destekleme amacını taşır.
Veri madenciliği aşağıdaki ana konuları içerebilir:
Sınıflandırma: Veri setindeki öğeleri belirli kategorilere sınıflandırmayı amaçlar. Örneğin, bir e-postanın spam olup olmadığını belirlemek için kullanılabilir.
Regresyon Analizi: Değişkenler arasındaki ilişkileri anlamak ve bir değişkenin diğerine nasıl etki ettiğini anlamak için kullanılır.
Kümeleme: Veri setini benzer özelliklere sahip gruplara ayırmayı hedefler. Bu, pazar segmentasyonu veya benzer kullanıcı profilleri oluşturmak için kullanılabilir.
İlişki Kurma (Association Rule Learning): Veri setindeki öğeler arasındaki ilişkileri tanımlamaya çalışır. Örneğin, bir alışveriş sepetinde hangi ürünlerin birlikte satın alındığını belirlemek için kullanılabilir.
Anomalileri Algılama: Veri setindeki alışılmadık veya anormal örüntüleri tespit etmeyi amaçlar. Bu, güvenlik tehditlerini veya hataları belirlemede kullanılabilir.
Tahmin (Prediction): Gelecekteki olayları veya değerleri tahmin etmeyi amaçlar. Örneğin, satış tahminleri yapmak için kullanılabilir.
Veri madenciliği, genellikle büyük veri setlerinde bilgi keşfetmek ve kararları desteklemek için kullanılan bir araştırma ve analiz yöntemidir. İşletmeler, bilim, sağlık, finans ve birçok diğer alanlarda kullanılan bu yöntem, veri analizi süreçlerini geliştirmek ve değerli bilgiler elde etmek için önemli bir araçtır.